Trajikomik bir denizci anısı.. Nasıl gayri resmi kaptanlık yaptım?
Twitter’da @PaylasanAdam hesabın’dan izin ile alınmış, imla hataları düzeltilmiş, Twitter’dan düz yazıya uyarlanarak ve fotoğraflarla zenginleştirilerek paylaşılmıştır.
2009 yılında ilk zabitanlık hayatıma direk 3. Kaptan olarak Somali’de kaçırılan MV Frigia gemisinde başladım. Geminin kaçırılacağını hissederek (gemideki herkese ve babama bu gemi kaçırılır baba ben ineceğim dedim) gemi kaçırılmadan 1 ay önce indim. Bundan sonraki her zabitliğimi 1 kontrat hariç hep 3. Kaptan olarak yaptım. Toplamda 7 yıl. 2. Kaptanlığa kendimi hazır hissediyordum kendimi ama kimse tecrübesi olmayan birine 2. Kaptanlık vermek istemiyordu. İşte absürt hikayemiz yıl 2016 da ilk 2.liği aldığım gemide olacaktı.
Stajımda 3. Kaptanlığımı yapmış olan, büyük sevgi ve saygı duyduğum bir abimin güverte enspektörü olarak görev yaptığı bir şirkete başvurdum. Tecrübeli bir 3 kaptan olarak kabul edildim. Bir sonraki kontratta da 2. Kaptanlık sözü almıştım. (Ufak dipnot: bu gemide yaşadığım absürt olaydan sonra çok sevdiğim abim dediğim insan bu konuda hiç günahım olmamasına rağmen ve bunu bildiği halde beni her yerden silip engelleyip muhabbeti kesti 🙂 canı sağolsun.)
2016 yılının Nisan ayında gemiye 3. Kaptan olarak katıldım. 2003 yapımı enteresan bir gemiydi. Çok eski ve problemliydi. Ben katılır katılmaz 15. Günde kaptan ve çarkçıbaşı (Kendileri Türk idi) şirketteki Filipinli kaptan ve çarkçıbaşılarının maaşlarının kendilerinden yaklaşık 2000-3000 dolar fazla olduğunu kendilerine ulaşan maaş skalasından görmeleriyle beraber istifa ettiler ve gemiden direk ayrılmak istediler. Yerlerine hızlıca hem kaptan hem çarkçıbaşı bulunmuş yeni kaptan ve çarkçıbaşı 1 gün içerisinde apar topar gemiye katılmışlardı. (Limanları nerede katıldılar ayrıldılar hatırlamıyorum mazur görün)
Gemiye katılan yeni kaptan bundan önce hep Samsun-Novo hattında yolcu gemisinde çalışmış, tamamen tanıdık vasıtasıyla ve maaşın çok iyi olmasından ötürü, alelacele gemiye katılmıştı. İnsan olarak çok iyi bir insandı. Neyse buraya sonra döneriz.. Yaklaşık 2.5 – 3 ay olmuştu ve 3 ay sonra kontratım bitecekti. Bu gemide hem 3. Kaptan olarak çalışıyor hem de 2. Kaptanlık için kendimi ekstra motive ediyordum. 2. Kaptan ise çok iyi bir insan, karada PSC (Port State Control) olup 1 yıllık hakkını gemide para kazanmak için kullanmaya çıkmış öteki kontratında da aynı şirkette kaptan olarak çıkmak için söz almış biriydi. 2. Kaptan, Gana limanı yaklaşımında dilekçesini verip izne çıkmak istedi. 1 ay izin yapıp 1 kontratta kaptan olarak çalışmak istiyordu. Sonrasında da PSC olarak karadaki işine dönecekti
Şirket bu kadar kısıtlı sürede yaz zamanında 2. Kaptan bulamadığı için 2. Kaptan dan 1 sefer daha atmasını istiyordu ama 2. Kaptanın zamanı kısıtlıydı ve bunu kabul etmedi. Kaptan ve 2. Kaptan halihazırda liman cüzdanında işlenmiş 2. Kaptan ehliyetime sahip olduğumu biliyorlardı. Kaptan, kuruyükten hiç anlamadığı için bana topyekün gazı verdi ve “koçum sen yaparsın!” diyerek şirkete hakkımda 2. Kaptan olur raporu verdi. Şirket bu raporu kabul edip beni 2. Kaptanlığa terfi ettirdi ve biz 2. Kaptan abimle devir teslim işlemlerine başladık kısıtlı bir kaç gün zarfında. Çok heyecanlıydım, toydum, Gana’da buğday tahliye edecektik. Ve ben 56 bin tonluk geminin 2. Kaptanlığını yapacaktım. Maaşım yükseliyordu, çok istediğim 2. Kaptanlık rütbesine yükseliyordum. Daha ne olsun 🙂
Velhasıl, Gana limanında 2. Kaptanlığı teslim aldım. Yerime 40+ yaşlarında Gürcü bir 3. Kaptan gönderdiler. 3. Kaptan devir teslimini de yaptım. Balast işlemleri güverteden valfleri aç kapa ile yapılıyor eski usul, reis ve gemicilerim Filipinli. Çok heyecanlıydım ama aynı zamanda çok da korkuyordum. Çünkü yük işlemlerinde ya da güverte sorunlarında soru sorabileceğim bir kaptan yoktu. Ben, reisim, gemicilerim ve gemi artık baş başaydık.
Gana’da sağ salim yükü teslim ettim, sorun yaşamadım. Limandan sorunsuz kalktık. Seferimiz belli değildi. Şirket, Batı Afrika ya doğru çıkın dedi. Biz de öyle yaptık. Reisim çalışabileceğim en iyi reislerdendi. “Merak etme 2nd chf” derdi hep gülerek, “güverteyi halledeceğiz. Rahat ol, chf liğin tadını çıkart senin chf olmana biz çok sevindik” dediler. Bir nebze olsun rahatlamıştım. Artık sadece ilk 2. Kaptanlığımın ilk yükünün ne olacağını ve seferin neresi olacağını merak ediyordum. Amerika olmaması için dua ediyordum. Daha önce ne stajyer ne zabit olarak hiç Amerika’da bulunmamıştım. Ve 2. Kaptanlığımın ilk seferinde de Amerika limanı olmasın istiyordum. Gemi 2003 yapımı olmasına rağmen daha önce hiç Amerika’ya gitmemişti. “13 yıldır Amerika’ya gitmemiş şimdi mi gidecek” diyorlardı gemide.. :)) ama öyle olmadı!
Önce kiracı belli oldu ardından hemen sefer talimatı geldi. Kaptan benden cargo plan istedi. Hemen hazırladım verdim. İlk 2. Kaptanlığımın ilk sefer ve yükü şöyle oldu : Brezilya‘da bir terminal var kıyıdan 20 mil açıkta telefon bile çekmiyor, 1 ve 5 no’lu ambarlara yükleme olacağı vakit shifting yapacağız, bir tane konveyör var oraya barge’lar yükü atıyor bizde konveyörle yükleyeceğiz. Terminal’in ismini hatırlamadım özür çok zaman geçti. Oradan kaya tuzu yükleyip, Amerika’da Philadelphia Delaware City (bu Amerika’da tek vergisiz olan eyalet işte anlayın) de tahliye yapacağız. Olaya bak bahtıma bak arkadaş. Denizin ortasında yükleme yapacağım abartmıyorum 5.5 metre swell var zaten sağlıklı draft survey yok. Hadi yükü aldık geminin ilk Amerikası olacak benim ilk 2.’liğim. Kaptanın ilk kuru yük gemisi. 3. Kaptan Gürcü 4. Kaptanın ilk kontratı. Aman Allah’ım dedim!..
Şirketten, bir ton mesaj yağıyor!. Bilirsiniz, hangi şirket olursa olsun eğer çalıştığınız gemi Amerika, Avrupa ya da Avustralya’ya gidiyorsa size geçmiş olsun, bir ton email ve kontrol check list alırsınız. Buraları özet geçeceğim. Zor da olsa Brezilya’da öyle ya da böyle yük altına girdik. 5.5 metre swell ile initial ve final draft survey yaptığımızın yorumunu yazdım (iyi ki yazmışım). Yükü alıp Brezilya’dan kalktık, hesaplarımıza göre low sülfür yakıtımız Amerika limanına yanaşır yanaşmaz bitiyordu. Bu yüzden yanaşmamıza müteakip yakıt Barge’ı da gelecekti. Brezilya’dan yükü sağ salim almamla beraber toplamda 7 ila 10 gün yolumuz vardı. Hızlıca güverteyi reis ve ekibimle beraber Amerika için güzelce ayarladık. Geminin ilk Amerika seferi olduğundan gemi liman çıkışında demirleyecek ve önce USCG (US Coast Guard) bizi denetleyecekti. Bu yüzden ISPS (International Ship and Port Facility Security Code)’e azami önem gösteriyordum. Reisim de saolsun “merak etme chf ben çok gittim ben hallederim kilitlerim her yeri mühürlerim varmadan” dedi. Velhasıl içimde fırtınalar kopuyordu. İlk 2.liğimde ilk seferim Amerika’da ya gemi Amerika için uygun bulunmazsa??? Yanardım.. Mesleğim oracıkta bitiverirdi… Rezil olurdum.. Tüm yük omuzlarımda idi o gencecik yaşımda.
Buraya kadar her şey aslında normal değil mi? “Ee abi ne var bunda” dediğinizi duyar gibiyim.. Kahkaha atmaya üzülmeye hikayeyi ağzınız açık okumaya hazır olun. Size daha önce hiç yaşanmamış olanı anlatıyorum! :))
Amerika’ya yaklaştıkça heyecanım artıyor, artık sadece güverteye yoğunlaşmıştım. Eksikleri olabildiğince gidermeye devam ediyor, ISPS eğitimlerine, drillere yoğunlaşıyordum. Tahliye limanı ülkesi Amerika’ya varmak üzereydik.. Sabah 0900LT pilot istasyonuna son ETA’mızı vermiştik. Reis ile son iş toplantımızı yaptık köprü üstünde sabah 0700 gibi. Onu gönderdikten yaklaşık 25-30 dakika sonra gemi uydu telefonu çaldı. Açtım, arayan Amerika tahliye limanı kiracısının acentası’ydı.
Aramızda hatırlayabildiğim kadarıyla şöyle bir konuşma geçti.
– … gemisi 2. Kaptanı konuşuyor.
– Chief günaydın ben acentanız.
– Günaydın. Buyrun.
– Chief şuan geminizi demirletecek pilot yanımda beraber çay içiyoruz. 1.5 saat sonrasına ETA vermişsiniz. Doğru mu?
– Evet. Doğrudur.
– Chief sizi AIS (Automatic Identificaion System) ten teşhis edemiyoruz. Lütfen AIS’inizi kontrol eder misiniz? Bende bu arada tekrar kontrol etmeniz için pilot istasyonu mevkisini mesaj olarak geçerim birazdan.
– Tamamdır anlaşıldı.
AIS’imizi kontrol ve test ettim her şey iyi çalışıyordu. Bir sıkıntı gözükmüyordu. Vardiyayı 4. Kaptana teslim ederek kahvaltıya indim. Kahvaltıdan sonra reis ile son rötuşları konuştuk. Artık gemimiz güvertesi Amerika denetimleri ve ISPS için tamamen hazırdı. Emindim. Kendime güvenim gelmişti. Muhteşem hissediyordum. Kazasız belasız Amerika’dan sıfır remarksız geçecektim ilk 2. Kaptanlığımda.
Gemi dahili anons sisteminden bir anons geçildi : “2. Kaptan ın çok acilen köprüüstüne gelmesi. 2. Kaptan ın çok acilen köprüüstüne gelmesi.” Hızla, koşarak köprü üstüne ulaştım. “Allah selamet versin.” Dedim ama cevap gelmedi. Kaptan, pruvada hızlı adımlarla volta atıp; “bittim ben, hepinizi bitirdim” diyerek sayıklıyordu. 3. Kaptan her iki elini yumruk yapıp harita masasına dayamıştı. Yüzü kıpkırmızıydı. 4. Kaptan şoktaydı. Ağzını bıçak açmıyordu. Sadece öyle bakakalmıştı. Kaptan’ a seslendim “Süvari bey noldu?” Cevap yok. Bir kaç defa daha seslendim cevap yok. 3. Kaptan a seslendim ondan da cevap yok. 4. Kaptan a seslendim sonunda o bana bir kağıt uzattı. Okudum.
Mesaj acenta’dan geliyordu, pilot mevkisini atmıştı ve kontrol etmemizi istiyordu. Hızlıca kağıttaki mevkileri CMAP (ECDIS – Electronic Chart Display and Information System)’e girdim. Aman Allah’ım! Olamaz dedim! Asıl tahliye limanından 400 küsür deniz mili yani 1.5 gün daha güneydeydik! Biz Philadelphia Delaware City‘ye gideceğimize North Carolina Delaware Bay‘e gidiyorduk.
Şu dakikadan sonra anlatacaklarım benim için muhteşem bir tecrübe idi. Ama ona gelmeden önce bu hata nasıl olmuştu? Onu anlatalım sonrasına devam ederiz çünkü sonrasındaki olaylar daha trajikomik..
Kaptan daha önce kuru yükte çalışmadığı için charter party’ye bakmıyordu bile. Hiç unutmam CP’nin komple çıktısını alıp bana vermişti, ben de yük ile ilgili kısımların altını çizip sadece yük planına odaklanmıştım. 3. Kaptan da NP120 chart catalogue‘u açıp ilk gördüğü Delaware Bay‘e (ki NP120 de tek bir liman ismi yazıyor o da Delaware Bay North Carolina. X bölümü ya da U bölümü olması lazım açıp bakabilirsiniz.) Rotayı çiziyor. Kaptan kontrol etmiyor. Ve biz bodoslama North Carolina’ya gidiyoruz.
(GemiTrafik.com Notu: Muhtemelen karışıklık sadece “Delaware” isminden değil “Wilmington Delaware” isminden kaynaklanmış olabilir. Çünkü bu isim hem North Carolina hem de Delaware eyaletlerinde mevcut. North Carolina’da “Delawere Bay” diye bir yer yok. Veya sadece bu isimden bakarsak “Delaware Bay to Straits of Florida” isimli chart nedeniyle de olmuş olabilir.)
Şimdi o an a dönelim ve sonrasında neler oldu? Anlatayım azizim. Çaylar kahveler hazır mı?
O an yani kaptanın pruvada hızlıca volta atıyor olduğu ana döndük. Kaptan şokta. Karar mekanizması yitmiş. Şirkete haber verilmemiş. Low Sülfür yakıt bitti bitiyor makineye haber verilmemiş. Gemi hala yanlış liman pilot istasyonuna doğru yol almakta. O an ne oldu nasıl oldu bilmiyorum fakat hemen 4. Kaptan a döndüm dedim ki “Hemen çarkçıbaşı köprü üstüne gelsin”. Süvari beye döndüm dedim ki “Süvari bey şirkete, USCG’e haber vermemiz lazım. Haber verdiniz mi?” diye sordum. Bana whatsapp’ını uzattı.
Kaptan whatsapp’ta enspektöre yazmış. Enspektör de genel müdür‘e yazmış. Genel müdür de kaptanlar grubunda ana avrat “Yapacağınız işin anasını skym!” diye mesaj atmış. Kaptan zaten şokta, doğal olarak whatsapp’ı bana teslim ediyor “bundan sonra whatsapp sende” diyor. Ne? Nasıl yani?
Kaptan bira içmeyi çok severdi. Hemen 3. Kaptan’a master key’i verip 4 kutu bira istedim. “Getir çabuk” dedim. Süvari bey’e de “Rotayı kuzeye çeviriyorum. Bir yeri aradınız mı pilot felan” dedim. “Yok” dedi. Tamam dedim çarkçıbaşından yakıtı öğrenelim ona göre plan yaparız. 3. Kaptan 4 kutu bira getirdi. Amacım Süvari bey’i şoktan çıkarmak ve intihar etmesini önlemekti. Kendisini sancak kırlangıç’a çıkardım, tahta sandalyeye oturttum yanına ben de oturdum. Bir bira verdim…
Kaptan “İlk 2. Kaptanlığında seni de yaktım. Affet.” dedi. Ben “Canınız sağolsun şimdi gemiyi sağ salim limana ulaştıralım sonrasına bakarız” dedim. Herkes şaşkındı. Kaptan’ı biraz sakinleştirdim. Şirkete ve USCG’e email yazmasına (o kadar küfür yemesine rağmen) ikna ettim. Şirkete, acenteye, kiracıya ve USCG, yani herkesin haberi olmuştu artık. Süvari bey pruvada voltasına devam ediyordu ve hep aynı şeyleri sayıklıyordu “Sizi de kendimi de yaktım.” Bu esnada çarkçıbaşı geldi. “Noldu” dedi? Süvari bey cevap vermedi. 2-3 kere daha sordu cevap gelmeyince çarkçıbaşının eline dokunup “Çarkçıbaşım birşey söyliyeceğim sakin olun.” dedim. “Noldu chf“dedi? “Çarkçıbaşım yanlış limana gidiyormuşuz şirkete haber verdik 1.5 gün yolumuz daha var, yakıtımız ne kadar kaldı?” diye sordum. Çarkçıbaşının cevabı “Low sülfür yok, en geç 1 saat içinde high sülfüre geçmek lazım onu da ben yapmam şirketten yazılı emir gelmedikçe.” dedi. Sonuna kadar haklıydı çarkçıbaşı..
Şirketten yazılı emir, high sülfür’e geçilmesi ve gemiyi limana sağ salim vardırma yönünde geldi. Çarkçıbaşı high sülfür’e geçti. USCG bize ve şirkete haber verdiğimiz için teşekkür etti. Böylece doğu limana doğru 1.5 günlük ek yolumuz başlamış oldu. 🙂 Kaptan kamarasına indi, ben de sonrasında güverteye inerek reis’e durumu anlattım. Cevabı sadece şu oldu “What the fck chief ???” :)))))))))))))
Velhasıl 1.5 gün sonra Philadelphia Wilmington Delaware‘e vardık. Demirledik. Mazur görün fakat totalde 1 bot dolusu en az 20 adet USCG gemiye tek tek çıktı. Her çıkan taşşak geçer gibi kahkaha atıyordu. Kaptan hariç hepimiz kedi yavrusu gibi kıç tarafa dizilmiştik. Ben ise ana güvertede USCG’ları karşılıyordum. Her biri silahlıydı ama taşşak geçer gibi hepsi beni görüp “Merhaba sonunda hoşgeldiniz Amerika’ya!” deyip kahkaha atıp kıç tarafa doğru gidiyorlardı. En son amirleri de geldi ve kıç tarafa dizildik. İşte olayın koptuğu an geliyor :))))
Sıralı şekilde crew list’e göre tekmil verdikten sonra güverteyi de kontrol ettiler. ISPS’e göre uygunluğu gördükten sonra amirleri gülümseyerek bana döndü ve dedi ki
-Chief teşekkür ederiz hazırlığınız için. Herşey harika. Ama duyduk ki; öncesinde yanlış limana gitmişsiniz. Bu doğru mu?
– evet. Doğru.
– Amerika birleşik devletlerinin kuruluşundan bu yana Amerika’da yanlış limana giden 5. gemisiniz. Tüm gazeteler sizi yazıyor. Kutlarım dedi.
Ve bastı kahkahayı. Çarkçıbaşı yandan bana dönerek dedi ki:
– Amk tüm Amerika ya taşşak malzemesi olmuşuz chief!
Dayanamadim ben de bastım kahkahayı :))))
Neyse önce personel salonuna aldılar bizi, kamaraları check ettiler sonrasında bize teşekkür edip taşşak geçe geçe gemiden indiler. Limana giriş onayımız verilmisti.. Pilotu beklemeye basladik.
Pilot geldi, ama nasıl taşşak geciyor. Görmeniz lazım. Kahkaha atarak bir pilot gemiye biner mi ya? :))) Neyse herkes manevra yerlerine geçti. Sağsalim limana vardık. Bakın, ben hayatımda bu kadar gelen geçenin tüm ekiple dalga geçildiğini ne duydum ne gördüm. Acente geldi, bayrak survey’i geldi, USCG geldi, şirket DPA (Designated Person Ashore)‘i geldi Türkiye’den alelacele göndermişler adamı. Ama bilin bakalım ofiste kim yok? Kaptan yok. Kaptan nerde? Kamarasında. Adamı çağırıyorum “aşağı gelmem” diyor. DPA burada diyorum “o zaman hiç gelmem” diyor. DPA diyor “Birşey olmayacak USCG çağırıyor gelsin” diyor. Güç bela adamı liman evraklarını imzalatmak için getirdik. Herkese selam verdi geri çıktı kamaraya. Gemi telefonu (whatsapp’ın olduğu telefon) hala bende bu arada :))) Neyse USCG hiç bir şey demeden direk “Geminin ilk Amerika’sıymış denetlemeye geldik” dediler. Başladık denetimlere :))) Flag State’de yanlarında… Gülerek bizi izliyor sadece..
Denetim bitti, en son gemi terk ve yangın talimi yaptırdılar hallettik. (Filipinli personel gerçekten çok iyiydi) USCG alkışladı. Ve şimdi ofise geçelim dediler. Ofis’e gittik. Ulan kaptan gene yok!. Adam bildiğiniz off demeden off etmis gibi kendisini. Neyse kaptansız ben çarkçıbaşı ve DPA USCG ile sohbete daldık.
– Chief Amerika’nın tarihindeki yanlış limana giden 5. gemi olduğunuzu biliyor musunuz?
– Biliyoruz. Sağolsun sizden önceki USCG security ekibi taşşak geçti bizimle.
– Tüm Amerika USCG sizi konuşuyor şu an. Çok ünlüsünüz asla unutulmazsınız bence.
– Sağolun.
Neyse sıfır remark’la geçtik derken high sülfür kullanıldığı için bunu USCG raporuna ekliyorlar. DPA sildirmek istese de başarılı olamıyor. Peki “Diyoruz cezası ne bu işin?”
– 3 milyon dolara kadar yolu var. Toplantıda netleşir.
..dediler :))) Sonra flag state araya giriyor
– Geçmiş olsun chief, Amerika’nın tarihine geçtiniz. Benim gelme sebebimi biliyor musunuz?
– USCG geldiği için ya da yanlış limana gittiğimiz içindir herhalde?
– Yok, onu USCG hallediyor zaten. 🙂 Ben geminizi başka sebepten tutukluyorum.
DPA ve ben aynı ağızdan beraberce: “What? Why?” dedik. Donakaldık amk resmen. Naaptık ki!? :))))
– Kumanya hakkında bir Filipinli personeliniz bize email attı. Pilavınız bitmiş gemide!.
– Bakın, ben 1 ay önce isteğimi yaptım Brezilya’dan önce Gana’da 2.liğimi yeni aldım. Kumanya isteğimi yaptım. Şirket gönderemedi. Burada gönderecek. Listem burada. Benim hatam nedir?
– Senin hatan değil. Şirketin hatası zaten. Kumanya geldi mi tutukluluk kalkar.
– Peki..
dedim. DPA’e döndüm. “Abi o iş sende ben gerekeni yapmışım gördün” dedim. “Tamam” dedi. Neyse Allahtan kumanya öbürgün geldi. :))))
USCG’ye döndük imza için kaptanı beklediklerini söyledi. DPA döndü “Ya dedi kaptan müsait değil imzayı ben atsam olmaz mı?” “Ne oldu? Kaptan nerede ki?çağırın gelsin imzalasın.” dediler. Zorla güçbela kaptanı çağırdık aşağı ve geldi. Gelir gelmez hiç bir şeyi okumadan soru sormadan imzaladı ve aynı süratle kamarasına geri çıktı. Kimse ile muhatap bile olmadı. USCG’de daşşak geçe geçe gemiden ayrıldı. Tam ne kadar ceza aldı şirket bilgim yok. Sonra flag state’i de gönderdik öbür gün kumanya gelince detain de kalktı. Sonra acente en az 1 saat taşşak geçti bizimle. Onu da gönderdik. Abi draft survey geliyor taşşak geçiyor. Formen geliyor daşşak geçiyor. Kreyn operatörü geliyor taşşak geçiyor. Bir de security koydular kapıya onlar zaten 8 saatte bir bir de anons ile insanları kaldırıp yoklama alıyorlar, dakka başı taşşak geçiyorlar. Neyse 7 ila 9 gün limanda kaldık taşşak geçile geçile bir hal olduk. Yeni sefer belli oldu bu arada. Newport news ve Norfolk iki limandan kömür yükleme Polonya Gdansk tahliye. DPA’e sordum “Kaptanın durumu kötü. Kendini off etti. İnecek mi?” diye “Hayır, şirket Amerika’da çekemiyor. Polonya’da değişim olacak.” dedi. “Abi adam off etti kendisini kaptan kim olacak???” dedim, “Sen olacaksın” dedi!..
Bizim DPA’e “Sen kaptan kal gemiyi Gdansk’a getir sadece.” demişler ama DPA kabul etmemiş. Neyse sağ salim yükü tahliye ettim. Her iki limandan da kömürü yükledim. Ve DPA Norfolk’ta gemiden ayrıldı. Whatsapp şirket gemi telefonu da bende kaldı. Kaptana sadece kalkış manevrasını yapmasını rica ettik. Yaptı. Sonra kamarasına geçti. Kalktıktan sonra emailleri attık. Ben kaptanın kamarasına gittim. Oturduk. “Chief benim 6 aylık maaşı hak edişimi yatırırlar değil mi?“ diye sordu, “Yatırırlar süvari bey. Merak etmeyin.” dedim. “İyi tamam. Sağol.” dedi çıktım kamaradan. Gdansk’a kadar yakıtımız yetiyordu. Kontrol ettim. Ama 2016 yılındaki Wilma kasırgasını tahmin edemedik.
Dönüş yolunda Wilma kasırgasına yakalanacaktık. Bu yüzden çok etkilenmemek için gemiyi 090 rotasına aldım bir kaç gün. Her gün DPA uydu telefonu ile gemiyi arayıp benden rapor alıyordu rota ve durum ile alakalı birgün yine aradı;
– Naber chf?”
– İyidir abi siz nasılsınız?
– Rota nedir?
– Abi bugün hava düzelirse Gdansk rotasına geçebiliriz ama siz yine de İngiltere’den yakıt alabiliriz gibi hesap yapın. Yetmeyebilir yakıt. Hava kötü burada.
Arkadan bir ses duydum ses aynen şunu diyordu:
– Bunların yapacağı için anasını avradını skym!
Hemen DPA’e telefonda şunu dedim:
– Abi ilk 2. Kaptanlığımda istemediğim halde kaptanlık yapıyorum ve anama bacıma küfür yiyorum!. Ayıptır!
– Tamam chief. Kusura bakma.
Küfür edeni sonradan öğreniyorum şirketin genel müdürü…
Unuttuğum ufak önemli bir detay var. DPA Amerika’da ilk gemiye geldiğinde şunu demişti
– Chf patronun kesin emri var hepiniz ilk limanda deportsunuz.
– Benim günahım ne? N’aptım?
– Patron emri yapacak bişey yok.
Bu sözden sonra 2 yükleme 2 tahliye daha görüp 6 ay 22 gün üstüne gemiden ayrıldım. 🙂
Neyse kasırga dan sağ salim çıkıp, bu şimdi hatırlamıyorum tam ismini ama Norveç Danimarka oralarda yakıt alınıyor sonrasında pilotla seyir yapılıyor. Orada yakıtımızı aldık. Sağ salim Gdansk limanına vardık. Kaptan indi. Yeni kaptan geldi. Ben 2. Kaptanlığıma geri döndüm. Üstüne St.Petersburgh‘dan hurda alıp İÇDAŞ’a götürdüm. İÇDAŞ’da initial’ı yapıp 6 ay 22 gün üstüne gemiden izne ayrıldım.
Peki sonrasında ne oldu?
Abi dediğimiz adam sebebini hala bilmememe rağmen, beni her yerden engelledi ve sildi. Gemiye gelen DPA ile ise zaman zaman görüşür muhabbet ederiz. O şirketten sonra şunu çok iyi anladım: gemi hayatında abim dediğin çok sevdiğin insanlar bile gün gelir seni para pul rütbe için seni öyle bir satarlar ki, dumur olursun. O yüzden herkese aynı değeri vermeyin asla bu camiada. Benim bu konuda tek suçum; sefer planındaki rotayı 2. Kaptan olarak okumamaktı. Ama o günden sonra beni o şirket de aramadı ben de onları aramadım açıkcası. Sadece hizmeti imzalatmak için 1 kere uğradım o kadar. 🙂
ilk 2. Kaptanlığımda 1 ay kadar gayrı resmi kaptanlıkta yapmış bulundum yani 🙂
Acı, komik, aksiyon dolu bir anıydı anlayacağınız.
Yakında bu anımı detaylıca anlatacağım bir kitap yazacağım. İsmi sizce ne olmalı kitabın? 🙂
Amerika hattına çok çalıştım. Anılarım canlandı. Bir kaptan olarak yorumum suçlu şirket ve kaptan. Şirket sabit hat çalışan uzak yol tecrübesi olmayan kaptanı işe almaması gerekirdi. Kaptan da sefer talimatını en ufak kelimesine kadar okuyup anlaması gerekirdi.